Göç
Küreselleşme kavramı; gezegenimizde somut ve/veya soyut ama illa ki yapay sınırlarla birbirinden ayrılmış insanoğlunun yeniden “herc ü merc” olmasına neden oldu. Özetle; bilgi, sermaye, mal ve iş gücünün (yani insanların) dünya üzerinde serbestçe dolaşabilmesini hedefleyen küreselleşme ile gerçekten de gezegenimizdeki bilgi, sermaye ve mal dolaşımı olağan üstü kolaylaştı ve hacmi arttı. İş gücü yani insanların dolaşımıyla ilgiliyse halen aşılamamış büyük sorunlar var. Eğer batıdaki ve kuzeydeki zengin ülkelerin vatandaşıysanız sınırlar size açık. İstediğiniz her yere su gibi akıp gidebilirsiniz. Ama doğu ve güneydeki fakir ülkelerin fakir insanlarıysanız bu neredeyse imkansız gibi. Tüm sınırlar size duvar. Peki geriye ne kalıyor. Tabii ki göç etmek. Doğudan ve güneyden milyonlarca insan ölümü göze alarak daha iyi bir hayat umuduyla zengin batı ve kuzey ülkelerine ulaşmaya çalışıyor. Kimi lastik botlarla Akdeniz’i geçerken, kimi parmakarası terliklerle karlı dağları aşarken ölüyor. Pandemide işin tuzu biberi… bakalım zaman bizlere daha neler gösterecek?
Biz insanlar için durum böyleyken kuşlar için de göç mevsimi geldi geçiyor. Sıcak yaz aylarını kuzey yarımkürede geçiren kuşlar güney yarım küredeki kışlama alanlarına ulaştılar. Tabii onlar için de pek çok zorluk var. Maalesef bunların bir kısmı da biz insanların yarattığı zorluklar. Neden olduğumuzekolojik yıkım, kurduğumuz devasa şehirler, yasadışı ve kontrolsüz avcılık vs. kanatlı dostlarımızın işlerini her gün biraz daha zorlaştırıyor. Ama yapılan güzel çalışmalar da var. Bu yazımda İsveç, Danimarka ve Litvanya’lı araştırıcıların bizim de yakından tanıdığımız büyük kamışçın (Acrocephalusarundinaceus) kuş türünün göç yolcuğuna ilişkin bazı sırları açığa çıkardığı bir çalışmadan bahsetmek istiyorum*. İnternette gezinirken 23 Nisan 2021’de “Science” dergisinde yayınlanmış “Extreme altitudes during diurnal flights in a nocturnal songbird migrant” başlıklı bir makaleye rastladım ve çok ilgimi çekti (Bu noktada “Yaşasın Küreselleşme!” diyebiliriz mesela). Bununla beraber makalenin sadece özetine ulaşabildim. Ev internet sağlayıcım yada çalıştığım üniversitenin “server” ı üzerinden maalesef tam metne ulaşamadım. Makale için ödeme yapmak da istemediğimdenmakalenin sorumlu yazarı olan Dr. Sissel Sjöberg’e çalıştığı üniversitedeki (Lund Üniversitesi, İsveç) iletişim bilgileri üzerinden ulaştım. Dr. Sjöberg büyük nezaket gösterdi ve makalenin tam metnini hemen gönderdi. Bu arada çalışmaları konusunda da internet üzerinden biraz sohbet etme imkanımızoldu.
Makale; temelde geceleri göç ettiği düşünülen küçük ötücü kuş türlerinden biri olan büyük kamışçın (Acrocephalusarundinaceus) kuşunun göç uçuşuna gündüzleri de devam etmesi durumunda nasıl bir strateji izlediğini anlayabilmeküzerine kurgulanmış. Dr. Sjöberg’e bu çalışmayı yapmak için neden büyük kamışçın kuş türünü seçtiklerini sorduğumda bana yaklaşık 20 yıldır büyük kamışçın türü ile ilgili çalışmalar yaptığını ve dolayısıyla bu kuş türünü iyi tanıdığını söyledi. Diğer bir gerekçesi ise büyük kamışçın türünün benzeri bir göç rotasına sahip olan diğer ötücü kuşlara göre biraz daha iri olması (yaklaşık 30 g) ve sırtına takılan vericiyi daha rahat taşıyabilmesi. Kamışçınlar gibi küçük boyutlu ötücü kuşlar kuzey Avrupa ile Sahra altı Afrika arasındaki uzun göç yolculukları sırasında çok büyük zorluklarla karşılaşıyorlar. Bunlardan ilki Akdeniz ve Sahra çölü gibi devasa coğrafi bariyerler. Sadece 20-30 g gelen bir kuşun binlerce kilometrelik yolculuğu sırasında bu uçsuz bucaksız alanların üzerinden hiç durmaksızın uçarak geçmesi gerekli. Diğer önemli bir zorluk ise bu küçük göçmen kuşları avlayan amansız avcılar. Dr. Sjöberg’e göre buradaki en büyük tehlike,tüm yaşam döngüsünü ötücü kuşların göç zamanına göre ayarlayan bir avcı olan ada doğanı (Falco eleonorae). Ada doğanı gibi avcılar görme yetilerine dayanarak yalnızca gündüz saatlerinde avlanabiliyorlar. Bu nedenle büyük kamışçın gibi küçük ötücülerin geceleri göç edip gündüzleri bir yere konarak saklanması onlar için hayati bir önem taşıyor. Aksi taktirde bu avcılara çok kolay yem olabilirler. Bununla beraber Akdeniz ve Sahra çölü gibi yere inmenin mümkün olamadığı yerleri geçerken bu küçük ötücüler gündüz saatlerinde de uçmaya devam etmek zorundalar. Bu da onları çok büyük risklerle karşı karşıya bırakıyor.
Dr. Sjöberg ve ekibi büyük kamışçın kuşlarının gündüz saatlerinde de uçmak zorunda kaldıklarında nasıl bir strateji izlediklerini anlayabilmek için toplamda 14 büyük kamışçınkuşuna uydu vericisi takmış. Çalışma ekibi, bu kuşlar İsveç ileSahra altı Afrika arasında gidip gelirken toplam 24 göç yolculuğunu kaydetmeyi başarmış. Bu kayıtlardan 9 tanesi sonbahar, 14 tanesi bahar aylarında yapılan yolculuklara ait. Elde edilen kayıtlar uydu vericisi takılan her bireyin göç yolculuğu sırasında en az 1 adet gündüz uçuşu yaptığını belirlemiş. Kuşların durmaksızın yaptıkları uçuşlar zaman zaman 34.2 saate kadar ulaşmış. Yani gün batımıyla beraber uçuşa geçen bir kuş yaklaşık 12 saatlik gece uçuşundan sonra bir tam gün daha (yaklaşık 24 saat-12 saat gündüz+12 saat gece) durmaksızın uçarak Sahra çölünü yada Akdeniz’i aşmış. İşte 24 saatlik tam gün uçuşu yapan uydu vericili kuşlar gün doğumuyla beraber çok ilginç bir davranış değişikliğine gitmişler. Gece saatlerinde ortalama 2394 m irtifada yolculuk ederlerken, gün doğumuyla beraber birden bire ortalama 5367 m irtifaya tırmanmışlar. Elde edilen kayıtlar bazı kuşların 6267 m’ye kadar çıktığını ortaya koymuş. Dr. Sjöberg’e göre bu davranış değişikliğinin 5 olası nedeni var: Bunlar (1) Ortam sıcaklığı, (2) Rüzgar, (3) Avcılar, (4) Etkin görüş alanı ve, (5) Solar radyasyon.
Eğer bu olası nedenleri hızlıca özetleyecek olursak; gün doğumuyla beraber artan ortam sıcaklığı saatlerdir uçan kuşun aşırı ısınıp zarar görmesine neden olabilir. Bu nedenle büyük kamışçınlar olasılıkla gün doğumuyla beraber daha serin olan yüksek irtifalara tırmanmayı tercih etmektedir. Vericilerden elde edilen kayıtlara göre bu durum geceleri ortalama 13.8santigrat derecelik bir ortam sıcaklığında uçan kuşların gün doğumuyla beraber ortalama -9.8 santigrat derecelik ortam sıcaklığının olduğu çok daha soğuk irtifalara tırmandığı anlamına geliyor. Yine aynı şekilde göç sırasında kuşların rüzgarın en uygun olduğu irtifalarda uçması bekleniyor. Bu da kuşların rüzgarın daha uygun olması halinde daha yüksek irtifalara tırmanmasına neden olabilir. Üçüncü olasılık ise ada doğanı gibi avcıları atlatabilmektir. Yapılan çalışmalar ada doğanı gibi avcıların sadece gün doğumundan gün batımına kadar görme yetilerini kullanarak avlandıklarını göstermektedir. Bu avcıların avlanmayı tercih ettikleri ortalama yükseklik ise 3500 m’ler civarıdır. Yani gün doğumuyla beraber 5500-6000 m’lere tırmanan bir büyük kamışçın bu avcıları atlatabilmektedir. Dördüncü olasılık etkin görüş alanıdır. 5500-6000 m’lerde uçan bir kuş 2500-3000 m’lerde uçan bir kuşa göre çok daha geniş bir görüş açısına sahiptir (bu konuyla ilgili olarak makalede verilen matematiksel hesaplamalara burada değinmek istemiyorum. İlgi duyanlar makalenin aslından bu açıklamalara ulaşabilirler). Bu da büyük kamışçının aşağıdan gelebilecek olası bir saldırıyı zamanında fark ederek kaçmasına yardımcı olacaktır. Beşinci ve son olarak gündüz saatlerinde solar yani güneş kaynaklı radyasyona aşırı düzeyde maruz kalmak da büyük kamışçın kuşunun göç esnasında aşırı ısınarak zarar görmesine neden olabilir. Yukarıdaki satırlarda da belirttiğim üzere daha serin irtifalara tırmanmak göç eden büyük kamışçınların aşırı ısınmasına engel olabilir.
Evet bu makaleye ulaşıp, okuyup burada sizlerle paylaşırken küreselleşmenin iyi yanlarından faydalandım. Umarım kötü yanlarına da en kısa sürede çözüm üretir ve insanlık olarak bu zor zamanları aşabiliriz. Hep beraber daha güzel günler görebilmek dileğiyle.
Prof. Dr. Mehmet Ali Demiral
Fotoğraf: Mehmet Ali Demiral (Büyük Kamışçın-Isparta)
*Sjöberg S. et al. 2021. Extreme altitudes during diurnalflights in a nocturnal songbird migrant. Science 372, 646–648,
Son Bloglar
- Göç 1490
- Bu Soluk Mavi Noktada Çirkin Bir Kuş İçin de Yer Var mı? 1866
- Türkiye Ornitoloji Cemiyeti 1702
- Nadirat Peşindeyiz! 815
- Ne Varsa Kısmetinde O Çıkar Kaşığında 1085
- Bir Kadife Hikaye 1198
- Sürmelinin İzinde 1043
- Rüzgar gibi geçti 1145
- Yakalı Toyun Hatırlattıkları 1205
- Yaz Tatillerimin Tatlı Mırıltısı 1606
- Çiğdeci ve İstilacı Tür Kavramı 2359
- Kraliçe Elenora’nın Doğanı 1257
- Kuş Fotoğrafçılığının Etik Kuralları 1532
- Bulgaristan’da çok kısa bir kuş gözlem gezisi 811
- Tavşancıl (Aquila fasciata)’da eşeysel farklılık 817